Saatlerimiz sabahın erken saatlerinde 04:15’i gösterdiğinde İzmir Adnan Menderes Hava Limanı İç Hatlar Terminalinde rehberimizle kontuarımızda buluşuyoruz ve check-in işlemlerimizi tamamladıktan sonra Sunexpress Havayollarının XQ9330 sefer sayılı uçağı ile saat 06:10’da uçup Malatya Havalimanına 07:55 de varıyoruz. Havaalanında bizleri bekleyen aracımızla buluşarak isteyenlerle sabaha Malatya Sanat Sokağı’ndakahvaltıyla(extra) başlıyoruz. Ardından Kemaliye’ye doğru yola koyulacağız. İlk durağımız Onar köyünde Anadolu’nun bilinen en eski cem evinigezeceğiz. Sonrasında varacağımız Arapgir’de şehir merkezindeki konakları görüp Millet Hanında mola vereceğiz. Öğleden sonra 700 yıllık Hıdır Abdal Sultan türbe ve dergahıyla, Kültür Bakanlığı’nın gözetimindeki köy müzesiyle tarihi ve turistik değerlere sahip Ocak Köyü’ ne hareket ediyoruz. Dileyen misafirlerimiz dik bir yamaçta, bahçeler arasında havası ve suyunun temizliği ile dikkat çeken köydeki bölgenin ilk müzesi olan Ali Gürer Müzesini gezebilirler. Günün sonunda Keban Gölü havzasını ardımızda bırakıp Fırat’ın el değmemiş vadilerinden geçerek Eğin’e (Kemaliye) ulaşırken dizilere konu olan Recep Yazıcıoğlu Köprüsüne, Ahmet Kutsi Tecer’in “orda bir köy var uzakta” şiirini ithaf ettiği Apçağa Köyüne ve şairimizin adına yapılmış olan Kültür Evine uğramayı ihmal etmiyoruz. Ardından Kemaliye’deki otelimize geçiyoruz. Otelimize yerleştikten sonra dileyen konuklarımız şehrin sokaklarında dolaşabilirler. Konaklama ve akşam yemeğimiz Kemaliye’deki otelimizde.

Otelimizde kahvaltımızı aldıktan sonra bizi bekleyen aracımızda yerlerimizi alarak Bağıştaş Tren İstasyonuna gideceğiz. Burada bineceğimiz trenimiz bizi Şark Ekspresinin nefes kesici güzergahını takip ederek Divriği’ye ulaştıracak. Yeni güne tarihi ve doğası ile büyüleyici bir tren yolculuğu ile başlamış olacağız.  9 yıllık bir restorasyon sonucunda yeniden açılan Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi taç kapıları ve büyüleyici iç mekanıyla Anadolu’nun en muhteşem taş işçiliği örneklerini sunacak bizlere. Rehberimizin anlatımlarının ardından Divriği Konaklarını ve Nuri Demirağ Müzesini’de ziyaret ettikten sonra karayolundan döneceğimiz Kemaliye sokaklarında ilk gezintimizi yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ne alınan tarihi kent merkezi ahşap ve taş işçiliğinin özgün örnekleri ile gezilmeye değer bir yer. Burada; Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi’ni, Hamam, değirmen, Taşdibi Mahallesi ve eski Eğin konaklarını, Ermeni kilisesini (dışarıdan), Lökhane ve medreseyi göreceğimiz yerler arasında. Ardından Fırat Nehri’nin iki ana kolundan Karasu üzerinde bulunan Karanlık Kanyon’adoğru yola çıkacak ve Kemaliyeliler taş yolunu adımlayacağız. Burada yapacağımız tekne gezisi ile (su seviyesine bağlı) bu doğa harikasını yakından görme fırsatımız olacak. Gezi sonrası Kemaliye’ye geri dönüş yolunda “Taş Yol” u da göreceğiz. Burası Kemaliye ilçesini Sivas'ın Divriği ilçesi üzerinden İç Anadolu'ya bağlamak amacıyla 1870'te inşasına başlanan, Karanlık Kanyon'un geçit vermeyen kayalıklarını ilkel aletlerle oyan ve adeta iğneyle kuyu kazan yöre halkı tarafından 132 yıllık çalışma sonucunda tamamlanmış bir yol.  Ardından otelimize geçerek kısa bir dinlenme molası vereceğiz. Rehberimizin belirlediği saatte otel lobisinde tekrar buluşarak akşam yemeğimizi alacağımız restoranımıza gideceğiz. Akşam yemeğimizi eski bir medrese binasında, Şüheda Hanım’ın lezzetli elleri ile hazırladığı Kadı Sofrası’nda yöresel tatlar eşliğinde alacağız. Konaklama Kemaliye’deki otelimizde.

Otelimizde kahvaltımızı aldıktan sonra bizi bekleyen aracımızda yerlerimizi alarak Erzincan Ovasına doğru yolculuğumuza başlıyoruz. Şark Ekspresi’nin en güzel rotalarından birisi olan bu el değmemiş coğrafyada varacağımız Kemah ilçesi; kalesi, Sultan Melik Türbesi gibi Mengücek hanedanın izlerini gördüğümüz ilginç bir ilçemiz. Ardından 1,5 saatlik bir yolculuk sonrasında Erzincan ovasını geçerek Munzur Dağlarınıneteğindeki Girlevik Şelalesi'ne gidiyoruz. Yaklaşık 30 metre yükseklikten akan ve kışın buz tuttuğunda üzerinde tırmanış yapılan Girlevik Şelalesi'nde su sesleri eşliğinde çay keyfi yapıyoruz. Sonraki durağımız Pülümür’e doğru giderken su ve kuş sesleri arasında çay ve fotoğraf molaları veriyoruz. Balıyla ve kaynak tuzuyla ünlü bu kasaba ülkemize bir de şair kazandırmış: Cemal Süreya. Kasaba merkezini ve Cemal Süreyya heykelini gördükten sonra dağ yollarından Tunceli’nin en önemli ziyaretlerinden Düzgün Baba Türbesi’ne gidiyoruz. Alevi geleneğinde önemli bir yer tutan bu efsaneyi dinledikten sonra Türkiye’nin sayılı yaban alanlarının başında gelen Pülümür Vadisi ve Kutu Deresi'nde mola verip Tunceli’ye ulaşıyoruz. Palavra meydanında mola sonrası çarşıyı gezerken Tunceli Müzesi’de ziyaret edeceğimiz yerler arasında olacak.  Günün sonunda Tunceli Cem evini ziyaret ederek dedeyle sohbet ediyoruz. Ardından otelimize geçiyoruz. Konaklama ve akşam yemeği Tunceli’deki otelimizde.

Otelimizde kahvaltımızı aldıktan sonra bizi bekleyen aracımızda yerlerimizi alarak Munzur Irmağı'nı takip ederek Munzur Vadisi Milli Parkı'na ulaşıyoruz. Doğal güzellikleri açısından Türkiye'nin en önde gelen yörelerinden olan ve Tunceli-Ovacık arasında uzanan Munzur Vadisi, 1971 senesinde Milli park ilan edilmiş. Kuzeyde 3300 m'ye kadar yükselen Munzur Dağları, Mercan ve Munzur Suyu Vadileri tarafından parçalanmış olan milli park, başta akarsu kaynakları ve gözeler olmak üzere zengin doğası, endemik bitki türleri ve yaban hayvan varlığı ile eşsiz bir bölge oluşturmakta. Bu muhteşem doğanın eşliğinde güne başlamanın keyfini çıkarıyor ve son olarak yöresel inancın simgelerinden biri olan Ana Fatma Ziyareti’ni gerçekleştiriyoruz. Ardından yaklaşık bir saatlik bir yolculuğun ardından adını son yıllarda tüm Türkiye’ye duyurmayı başarmış küçük Ovacık ilçesine varıyoruz.  Ovacık'ta Che Kafe’de soluklanıp belediye kooperatifinde yöresel ürünleri görüyoruz. Yerel ot yemeklerinitadabileceğimiz öğle yemeğinin ardından günün en güzel anlarından birisi var programımızda, bir nehrin doğuşunu gözlemleyebileceğiniz kutsal Munzur Gözeleri. Gözeler Kızılbaş inancının en sevilen ziyaret yerlerinden biri aynı zamanda. Ziyaretimiz sonrasında Hozat dağlarını aşarak Tunceli’nin eski merkezi Hozat'ın çarşısında mola veriyoruz. Yolumuz üzerindeki Ergan Surp Garabed Kilisesinin kalıntıları bir dönem bu coğrafyadaki Ermeni varlığının boyutları hakkında bir fikir edinmemizi sağlıyor. Köy mezarlığında yörenin simgelerinden koç başlı mezar taşlarınınfotoğrafını çekiyor, ardından varacağımız Pertek’te Keban Baraj Gölü'nün sularından kurtarılarak, 1971/73 senelerinde yüksek tepelere taşınan, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Pertek Beyi Rüstem oğlu Baysungur tarafından yaptırılan Baysungur Camisini geziyoruz. Bu güzel günün ardından Elazığ’a geçiyor ve bu gece konaklayacağımız otelimize varıyoruz. Konaklama ve akşam yemeği Elazığ’daki otelimizde.

Otelimizde kahvaltımızı aldıktan sonra bizi bekleyen aracımızda yerlerimizi alarak Elazığ çarşısında alışveriş için vereceğimiz moladan sonra şehrin en eski yerleşim yeri olan Harput’a geçiyoruz. M.Ö 8. yüzyılda Urartu Krallığı tarafından yaptırılan Harput Kalesini görüyor, Pisa Kulesi'ni aratmayacak kadar eğik olan minaresinden dolayı Eğri Minareli Cami olarak da anılan ve 1156-1157 yılları arasında yaptırılan Ulu Cami’yi, Arap Baba Türbesini ve eski Harput evlerinin güzel örneklerinden Şefik Gül Müzesi’ni ziyaret ediyor, Balak Gazi Parkı’nda Elâzığ manzarası ile çay-kahvemizi yudumluyoruz. Ardından Keban Barajının ana gövdesini ve türbinlerini göreceğimiz seyir noktasından sonra Fırat kenarında alabalık yemek için mola verecek, ardından Keban Gölü havzasını ardımızda bırakıp Malatya’ya ulaşacağız. Burada Anadolu’nun ilk şehir devletlerinden Arslantepe Höyüğünü geziyoruz. M.Ö. 5000’den M.S. 11. Yüzyıla dek kesintisiz yaşanılan ve 8 arkeolojik katmandan oluşan bu şehrin duvar resimleri eşsiz bir önemde ve sarayın kapısındaki aslan heykellerinin orijinallerini ise Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinin en önemli eserleri arasında. Güneşin batışını yakalamak için ulaşacağımız Levent Vadisi Türkiye’nin en uzun kanyonlarından ve 240 m yükseklikte bir cam seyir terasına sahip. Programımızın sonunda Malatya’da akşam yemeği için serbest zamanımız olacak.  Dolu dolu geçen gezimizin sonunda Malatya Havalimanından Sunexpress Havayolunun XQ9331 sefer sayılı uçağı ile saat 22:55 de İzmir’e hareket ediyoruz ve 00:45’te İzmir’e varıyor ve bir sonraki turumuzda buluşmak üzere vedalaşıyoruz.